18 Ekim 2014 Cumartesi

Eye of the Tiger

"Tabiat aşkı, insanın ümitlerini boşa çıkarmayan yegane aşktır." der Honore de Balzac

Ben de bunca zaman peşinden koştuğum aşkların meyvesini alamamış biri olarak, burnumu tabita çevirip, aşkın ilk tohumlarını buraya atmaya karar veriyorum.

Benim bahçe öyle az buz bir alan değil, neredeyse 1 dönüm toprak var önümde. Fakat benim bu konudaki bilgim, sadece 12TL'ye Migrostan alınmış Orkide beslemekle sınırlı olduğundan, nereden başlamak gerekir sorusuna cevabım henüz net değil.

İlk önce bu yaz formam haline gelen kıyafetlerimi giyiyorum: kot şort ve atlet. Ayakkabı olarak bu sefer tercihim parmak arası terlik yerine, yağmur botu! (Bahçe için özel olarak satılan botlar var tabii ki ama ben şehirden yeni inen biri olarak henüz onlara sahip değilim)




İlk hedef: Daha önce beton atılmış alana toprak atıp, orayı biraz daha doğanın içine katmak.


Toprağı nereden buldun diye soranlara;
Tabii ki bahçeyi çapalayıp elde etmediğimi, Can Hafriyat'tan 1 kamyon bahçe toprağı sipariş verdiğimi itiraf etmeliyim.

Saat 11.00.

1. Teknik:
Elimdeki küreği, toprak yığınına daldırıp, önce düzenli bir şekilde alanın başına kadar gidip atıyorum. 4. kürekten sonra bu işte bir hata olduğuna neredeyse eminim lakin bu şekilde gidersem bu iş 1 hafta sürer. 

2.Teknik:
Elimdeki küreği yine daldırıp, toprağı savurabildiğim en uzak noktaya kadar gelişi güzel atıyorum. Pisliği daha fazla olsa da bu teknik daha hızlı olmanızı sağlıyor.

Yarım saat sonra, hortumla ıslattığım kafam, beni terk etme kararı almış dermanım ve kürek tarafından çılgınca dövülmüş bedenimle, kendimi Clubber Lang (Rocky 3'te Sly'ı tepe taklak etmiş insan azmanı)  yenilgisine uğramış Rocky gibi hissediyorum.

Bana şu an tek gereken Apollo Greed'in olumlu sözleri ve arka fonda çalan bir 'Eye of The Tiger'...
(Benim gibi 80lerin çocuklarında Acı ortaya çıktığı andan itibaren fonda beliriveren ve gaza getirme konusunda üstüne tanımadığım 82'lerde Surviver grubu tarafından çıkartılan efsane parça)

Telefondan hemen sountrak'i indirip, kulaklığımı takıp, en detone halimle bağıra bağıra söylüyor şarkımı ve sallıyorum küreğimi yine...
Face to face, out in the heat
Hanging tough, staying hungry
They stack the odds still we take to the street
For the kill with the skill to survive

It's the eye of the tiger
It's the thrill of the fight
Rising up to the challenge of our rival
And the last known survivor
Stalks his prey in the night
And he's watching us all with the eye of the tiger


3 saat sonra işi tamamlamanın verdiği gururla, bir sigara yakıp, toprağı seyre dalıyorum.


Valla Sevgili Balzac, haklısın ümitlerimi boşa çıkartmıyor bu toprak ama ben zaten bu kadar performansı bir erkeğe yapsam sanki o da yeşerirdi be...



2 yorum:

  1. son cumle...koptum ;-)))))))

    YanıtlaSil
  2. Kaleminize sağlık.. Yazdıklarınızı keyifle okuyorum. Sevgiler. :))

    YanıtlaSil