15 Ekim 2015 Perşembe

Burnunuzun Dibindeki Katil

Evet Televizyon izliyorum.
Ve Evet Türkiye'deki her 5 kişiden 4'ü gibi ben de sadece Belgesel izliyorum!

Yani bana da yurdumun geri kalan 50 milyon insanına da sorsanız, hepimiz karadelikleri, solucan deliklerini, dünyanın olası sonunu, katil beyazın meraktan ısırma huyunu, timsahtan ve aslandan kurtulan efsane bufalo yavrusunu, bir çitanın 2 saniye içinde 70kmye ulaştığını, katil hayvanların %95'inin Avustralyayı mesken tuttuğunu, Alaska'da nasıl hayatta kalacağımızı, yolculukları kabusa dönen zavallı insanları, Amerikan Koleksiyoncuları Mike ve Frank'in en son hangi çatı katından, hangi eşyayı ucuza indirdiklerini, ırmaklarda yaşayan canavar balıkları, Anthony Bourdain'in Mexico City mutfağında ve politikasında neler keşfettiğini ve Houston Hayvan Koruma Polisinin sallapati havyan sahiplerinin nasıl ensesine bindiğini bir çırpıda söyleyiveririz size...


Şimdi bu bilgilere bizim gibi siz de sahip olmak istiyorsanız adres olan kanallar belli :NatGeo, NatGeoWild, Discovery, History, Animal Planet, vs

Ama bütün bunların dışında bir tanesi var ki, işte o benim favorim. IDX ((İnvestigation Discovery Extra) ... Ölümcül Kadınları mı arıyorsunuz, Bataklıktaki Cinayet Dosyalarını mı merak ediyorsunuz, Burnunuzun Dibindeki Katil ne durumda bu arada?



(Eğer Başlangıç Seviyesindeyseniz, Angela'nın Mutfağı ya da Köpeklere Fısıldayan Cesar Millan ile başlayarak bünyenizi hazırlamanızda yarar var)
------------------

Ben bu kanala yaklaşık 2 sene önce sardım. Tahmini zamanlamam 'Gezi Olayları'yla aynı tarihlere denk geliyor. Gerginliğini atmak isteyen normal insanların, arka fona hafif bir müzik koyup, mumları yakıp, ılık süt içip uyuduklarını duymuştum!

Ben farklı bir yol izlerim: Eve gelip, elimdekileri koridordaki koltuğa bırakıp, bir kadeh şarap koyup, 186. kanala basıp IDX'e bağlanıp, huzurla uykuya dalarım...



Bundan 3 ay önce annem bana kalmaya geldi. Yemeğimizi yedikten sonra televizyon katına çıktık. TV'yi açtıktan sonra, her annem geldiğinde yaptığım ve asla haz almadığım çay demleme operasyonunu gerçekleştirdim. Çaylar önümüzde, kanal 186'da. Bir seri katilin kasabada nasıl terör estirdiğini izliyoruz.

Annemde hafif kıpırdanmalar, rahatsız hareketler derken, ilk soru benden geldi:

"Rahat değil misin? Sana yastık falan getireyim mi?"
"Yoo, rahatım" ( bu cümle rahatsızlığını nasıl söyleyeceğini bilmeyen insanın zaman kazanma cümlesidir)
"Eee niye o zaman huzursuzlandın?"

Annem, en anne bakışlarını gözlerine takınıp, sesini öğretmen tonuna aldıktan sonra:
"Ahu bir problemin mi var senin? Neden bu tip şeyleri seyrediyorsun?" diye soruyu patlatıverdi

Yaptığımın über doğal bir hareket olduğundan emin olduğum için,
"Yoo niye bir sorunum olsun, hoşuma gidiyor bunları seyretmek. Bir sürü şey öğreniyorum. Mesela biliyor musun eğer öldürmeden önce '....' ilacını şırınga edersen ölüm saatini bulamıyorlarmış..."

İyice ürperen annem,
"Bu tip şeyleri niye öğrenmek istesin bir insan? Korkutma beni, aaaaa..."

Geçmek bilmeyen 1-2 dakikadan sonra, konuyu faili meçhul bırakıp, annemin istediği gibi devlet meselelerini tartışamayan, tiz sesli adamların katıldığı bir programa bağlandık o gece...

-------

Ben üzerimdeki şüpheli gözleri görmezden gelerek, süje (bilgi arayışında olan bilmek isteyendüşünen arayan varlık) pozisyonumu korumaya devam ettim geceleri. Ama aklıma da takılmadı değil hani annemin sorusu.

"Lan acaba gerçekten bir sorunum mu var benim, niye bu kadar huzur veriyor bu belgeseller bana?"
"Sen sus üstben"
"Sen cevap ver bilinçaltı"

Cevap basit! Adalet arıyorum arkadaş ben...

Kendi çevremde bulamadığım o güzelim kelimenin hakkını verenlerle takılmak istiyorum. Ohaio şerifiyle ya da Wyoming polisiyle mesela...

Kasabada biri mi kayboldu, hoop toplanıyor bütün halk, düşüyor yollara. Polis önde bunlar arkada o kayıp insanı bulana kadar pes etmek yok. Ölü ya da diri, kaçıran manyak bulunup, paketlenip hapise.

- 79 yılında bir kız mı öldürülmüş, o zamanki teknoloji katili yakalamaya yetmemiş mi, 2003 yılında tekrar koyuyor masaya, rafa kalkan dosyayı. Patlatıyor DNA testini, buluyor adamı, çakıyor müebbeti.

- Kocasını sigorta parası için öldürmüş mü kadın, en hummalı takipler, savcılarla işbirlikleri derken, kadını iş üstünde yakalayıp, affetmiyorlar 'ama ben'lerini...

Eee bunlar benim garibime gidiyor tabii, bildiğin uzay gibi, UFO gibi bu adalet denen şey.

*Bak bize Seri katil bulamazsın. Hatta Seri Katilleri bile kızdıracak kadar ilkesiz öldürürüz biz: Bir seferde, topluca, bir meydanda mesela

* Nadir olmaz bizde 32 yerinden bıçaklanıp sokağa atılmış kadın. Bir de korkusuzca, sokakta ahalinin önünde yaparız ne yapacaksak, ulu orta... (Osmanlı torunuyuz lan biz, karı gibi gizli gizli mi öldürecektik)

* Faili Meçhul bizde daha çok kayıp bir Anadolu yemeğinin adı gibidir. Kimse tam olarak bilemez kimin meshul olduğunu içerikten.


"İşte tam da bu yüzden seyrediyorum ben bu belgeselleri (Ohhh be).
İnsanların kayıplarının üzerine kafa yoran yetkililer ve asla davayı kapatmayan bir adalet olduğunu bilmek bana huzur veriyor. İnsana verilen değerin, 3-5 hasta insan tarafından bozulmasına asla izin verilmeyeceği ve ne pahasına olursa olsun o acılı insanlara en azından KATİLİ bulduklarını haber veren polislerin suratındaki ifadeye bayılıyorum ben. Bu ülkede asla yaşayamayacağımızı anladığımız o sahiplenme hissi (ölsek bile) bana nefes aldırıyor.

Belli ki bu kanal yayına devam ettiği ve bu ülkedeki Adalet sistemi düzelmediği sürece ben her gece uyumadan önce Nevada Emniyet Güçleriyle devriye gezmeye devam edeceğim!...











2 yorum:

  1. :) bende aynı kanalları izliyorum, banada aynı tepkiler veriliyor, ama artık çok şey öğrendim programı izlerken cinayetleride çözebiliyorum, telefonumu açarkende '' buyrun olay yeri inceleme'' diyorum. dedektif yaptım kendimi :))

    YanıtlaSil
  2. hahahah Sevgili Nur klübe hoş geldin. Yalnız olmamak ne güzel :))

    YanıtlaSil