Vazo? Fırın kabı? Kendini robot sanan mevye sıkacağı? Sevgilisiyle selfie'sini koyacağı çok bölmeli bir çerçeve? Sempatik ev aksesuarları? ...
O zaman ben kesinlikle sizin bildiğiniz kadınlardan değilim!
Hayatımda hiç bir zaman klişe ve sevimli şeylerden hoşlanan biri olamadım maalesef.
Çocukken bütün yaşıtım kızlar Barbie bebeklerini öpüştürürken, ben babaannemin Tercüman gazetesinden kazandığı dikiş makinesine sarıyordum.
Lise yıllarımda işin içine bir de erkekler girdi, ortalık iyice karıştı. O zamanlar erkekler hoşlandıkları kızlara en tüylüsünden ayı, fok, köpek ve bilimum hayvanların replikalarından hediye ederek, hislerini açığa vurur, bunlarla uyumanız suretiyle karşılık vermenizi beklerlerdi. (Zor Yıllar)
Ben daha çok bu hediyelerle uyumak yerine köpeğimize vererek, cinsel arzularını tatmin etmesine yardımcı olmayı tercih ederdim - Tamam terbiyesizce bir yaklaşım olabilir benimki ve erkek kardeşimin Hediye Karması'nda bir takım pürüzler yaratmış olabilirim ama her zaman estetik ve faydacılığa inanmışımdır-
Tekil Sempati
Çoğul Sempati
İtiraf et Anne, ya kalamarı denizde yüzen çembersi hayvanlar sanan, 'Aidat' kelimesinin bir uzakdoğu dövüş sanatı olduğuna emin, ağzından 'eşek' kelimesi kaçtı mı keçileri de kaçırıp kendini tokatlayan, Darwin'i bile "Ay ne maymunu canım, benim babam aslan gibi adamdır" diyerek Evrim Teorisinden soğutacak, hiç evrilmemiş bir kızın olsaydı, daha mı iyiydi?
Çekim Yasasına göre evrende her şey enerjidir ve her enerji kendisine benzeyen diğer enerjileri çeker. Yasa gereği ben ve benim gibilerle ördüğüm çevre ile bugün mutlu ve hediye konusunda oldukça şanslı günler yaşadığımı söylemek isterim. Taşındığım günden beri gelen hediyeler de bunun kanıtıdır:
1. Mangal, köpek kulübesi ve aparatları (Bülent; hem iş hem sokak arkadaşım olup, evimin ilk hediyesini de alan kişidir)
Bu size hafif mi geldi o zaman hemen sonrakine geçeyim:
2. Bir Kamyon Mıcır ve el emeği göz nuru bir Zen Bahçesi (Emre; 10 sene önce bir çiftlik evine taşınarak, şehir hayatına kırmızı kart göstermiş yegane arkadaşım olup, toprak ve bahçe konusundaki bilgisiyle BBC'ye belgesel yapabilecek kıvamda takılan, aynı zamanda da hayatımda aldığım en pragmatik ve her geçen gün güzelleşecek hediyenin de sahibi)
(Pragmatizm: Felsefede uygulayıcılık, uygulamacılık, faydacılık, yararcılık gerçeğe ve eyleme yönelik olan, pratik sonuçlara yönelik düşünmektir)
3. Ahşap, nefis bir heykel (Ceren ve Mehmet Can Erdoğan; hayatımdaki en iyi dostlarım olup, beni benden daha iyi tanımalarından kaynaklı 'yüzen bir kadın heykeli' alarak evimin en değerli 2. heykelini hediye ettiler - Zaten 1.sini de onlar almıştı -)
4. Geleneksel, el yapımı bir Kore Maskesi ( Alp; İzmir'de gençlik yıllarından beri arkadaşım olup, uzun süreler görüşmediğim ama bu göz alıcı parça ile beni ne kadar iyi tanıdığına şaşırdığım, şaşkınlığımı da yine onun aldığı bir şişe Chivas ile geçirdiğim can)
5. Ev yapımı kırma zeytin, bahçeden toplanmış Nar, Roze şarap ve Eren'in elleriyle Ağaç gövdesinden yaptığı nihale ( Eren Ve Nihan yılın çoğu zamanını Bodrum'da geçiren, İstanbul'da çok az görüşmüş olsak da Bodrum'un tadını en çok çıkarttığım dünya tatlısı arkadaşlarım)
hediyeleri yiyip-içtiğimizden kendilerini koyuyorum
6. Her türlü şarap ve içki getiren arkadaşların listesi uzun olduğundan onlara girmiyorum bile:)
Ne demiş Emerson; "Sevdiklerimize vereceğimiz en değerli hediye, ne altındır, ne de mücehver. Yalnız kendimizden bir küçük parça" (Çağdaş peygamber olarak tanınan filozof/din adamı)
Sana bu lafının üzerine Zen bahçemde bir rakı sofrası kurup, sanat eserlerimi gösterip, mangal yapardım Emerson ama dini meze yapar, tadımı kaçırırsın diye sadece tebriklerimi göndermekle yetiniyor ve bana olağanüstü hediyeler veren arkadaşlarımla hayatın tadını çıkartmaya gidiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder